31 Temmuz 2009 Cuma

ELANO!!!







Söylenecek çok fazla şey var.Manchester City'nin yıldızı Elano artık Galatasaray için ter dökecek.Transferin arkasındaki isim ise tabiki yine Haldun Üstünel.Sarı kırmızılı taraftarlar Tobol maçında açtıkları pankartta ''in Haldun We Trust'' demişlerdi.İşte o güvenleri böyle bir transferle boşa çıkarmadı Haldun Bey.Galatasaray taraftarlığımı bir tarafa bırakarak yazıyorum Baros,Kewell,Meira,Rijkaard,Keita ve son olarakta Elano.Galatasaray'ın bu yönetimi göreve gelmeden önce birisi bana yukarıda bahsettiğim isimlerin 30'lu yaşlarından önce arka arkaya Türkiye'ye transfer olacağını söyleseydi benimle kafa bulduğunu düşünür ve gülüp geçerdim.Ama oldu.Haldun Üstünel ve ekibi bunu başardı.Bu isimlerin erken yaşlarda ülkemize transfer olması Türkiye için büyük bir reklamdır.Dün geceden beri dünya spor ajanslarında bu transferden bahsediliyor ve bu haberlerin hemen hepsindede ''Turkey'' kelimesi geçiyor.Ne diyelim teşekkürler Adnan Başkan Teşekkürler Üstün-El :)






Elano,Dünyaca ünlü yıldızların bulunduğu Brezilya milli takmında 35 kez görev almış.Aslında sadece şu iki fotoğraf bile Galatasaray'ın ne kadar ciddi bir iş başardığının kanıtıdır...

30 Temmuz 2009 Perşembe

Serie A




İtalya Serie A'da fikstür belirlendi.Daha ikinci hafta büyük maçlar bizleri bekliyor.İnter-Milan ve Juventus -Roma ikinci haftada karşı karşıya gelecekler.Bu sezon İngiltere ve İspanya'nın gölgesinde kalan İtalya'da Genoa ve Napoli'den yukarıları zorlamalarını bekliyorum.Pirlo'nun Chelsea'ye transferi de gerçekleşirse Milan ilk 5'i görürse iyidir.İşte Serie A'da ilk hafta programı:


Bologna-Fiorentina
Catania-Sampdoria
Genoa-Roma
Inter-Bari
Juventus-Chievo
Lazio-Atalanta
Livorno-Cagliari
Palermo-Napoli
Siena-Milan
Udinese-Parma

29 Temmuz 2009 Çarşamba

tour de france



Futbol ağırlıklı bi blog olmamıza rağmen temmuz ayında dunyanın en buyuk spor organizasyonu için iki satır karalamak isterim. Bilindiği üzere yarışı turun en buyuk favorisi olarak gösterilen ispanyol Contador kazandı, ikinciliği turun en iyi genç bisikletçisi seçilen Andy Shleck, üçüncülüğü ise efsane nağmı değer juan pelota(ispanyolca tek top anlamına geliyor. Sebebi ise testis kanseri sonrasında tek top kalmasından..allah biliyo ya hiç sevmem şu muhabbeti..) Lance Armstrong aldı.

Turun başlarında saliselerle kaçırdığı sarı mayoyunun yakınına bir daha yanaşamamasına rağmen, 38 yaşında ve bu spora 3.5 yıl ara vermiş biri olarak turu 3. sırada bitirmesi, Lance Armstrong'a duyulan hayranlığı bir kat daha arttırdı bizler için. Keşke sarı mayoyu birkaç etapta olsa taşıyabilseydi... bu sene kurduğu yeni takımı radio shack ile seneye katılacağı fransa turunda neden olmasın... Ama bunun için şuan da en güçlü bisikletçi olan contador, schleck kardeşler ve bu sene cezası biten vinakourov'u geçmesi gerekecek.. oldukça zor ama bu sporun bir takım sporu olduğu unutulmamalı...



Gelelim bu seneki turdaki ilginç olaylara;

Astana sürücüsü Leipheimer ın bisiklet üstündeyken bilicini yitirip düşmesi, allahtan bi kaç kırıkla atlattı..

Eski pist yarışçılarının fransa turunda da başarılı olabileceğini gördük. wiggins ve cavendish gibi.. cavendish 6 etap kazanmasına rağmen en iyi sprintçiye verilen yeşil mayoyu alamaması üzücüydü benim için.. çok iyi bir tur çıkarmıştı çünkü..

diğer bir ilginç olay ise, bir etapta orman yolundan geçerken bisikletçilere açılan ateşti. bir bisikletçiye isabet eden saçma yaralanmasına sebep oldu..

ve yarışın sonunda yapılan törende ispanyol marşı yerine danimarka marşının çalınması bir başka gariplikti...

ayrıca bu turun fransa turizmi açısından ne kadar önemli olduğuda aşikar.. adamlar öle çekim yapıyolar ki insanın uçağa atlayıp gidesi geliyo..Herşeye rağmen populeritesini yavaş yavaş kaybeden fransa turu, armstrong'un dönüşüyle yeniden ilgi odağı oldu bana göre..Eğer hiç izlemediyseniz mutlaka bir kere izlemenizi tavsiye ediyorum özellikle de dağ etaplarını..

Bisiklet kullanmayı bilmeyen biri olarak neden seviyorum bu sporu ben de bilmiyorum :)

İlginç Futbol Rekorları...


* Jübile maçında kendi kalesine gol atan tek futbolcu Franz Beckenbauer.

* Efsane İngiliz futbolcu Gary Lineker, yaklaşık 20 yıl süren kariyerinde bir tek sarı kart bile görmedi.

* 2000-2001 sezonunda Bristol City-Brendford maçının ilk yarısında 23 dakika kaybolan zaman oynandı ve bu süre içinde 2 gol atıldı. Aynı maçta Bristol'un golcüsü Lloyd Owusu'nun ayağı kırıldı ve omzu çıktı.

* Paulo Araujo aynı maçta 5 kez kart görerek rekor kırdı. Olayın nedeni, oyundan atılan Brezilyalı futbolcunun dalgın hakeme fark ettirmeden maça devam etmesiydi.
* İngiltere maçında 3. dakikada kendi kalesine gol atan Paraguaylı Carlos Gamarra, 'Kendi kalesine en erken gol atan futbolcu' olarak tarihe geçti.
* 1957 yılında Charlton, 75 dakika 10 kişi oynadığı ve son yarım saatine 5-1 mağlup girdiği Huddersfield maçını 7-6 kazandı.

* Willenhall Town Ladies-Burton Brewers maçı, Guinness Rekorlar Kitabı'na girdi. Ortalama her 1,5 dakikada 1 gol atan Willenhall Town, maçı 57-0 kazandı.
* Finlandiya'nın unutulmaz oyuncularından Pentti, 1986'da kendi kalesine 5 gol attı. Maçtan sonra takım arkadaşları tarafından Pentti'ye 'pusula' bile alındı.

* 27 takım değiştiren Lutz Pfannenstiel, 6 kıtada da top oynayan tek futbolcu oldu. 34 yaşındaki Alman kaleci, halen Clube Atlético Hermann Aichinger'de forma giyiyor.

* Kullandığı 63 penaltıdan 16'sını gole çeviremeyen Gerd Müller, 'Dünyanın en çok penaltı kaçıran' futbolcusu oldu.
* Trabzonspor, 1979-80 sezonunda 30 maçta kaydettiği 25 golle(0.833 gol ortalaması) 'Dünyanın en negatif şampiyonu' unvanını elde etti.

* Profesyonel sözleşmeye imza atıp, 'En uzun süre oynamayan futbolcu' eski Liverpool kalecisi Jorgen Nielsen olarak kayıtlara geçti. Hvidovre'den 26 yaşında transfer edilen file bekçisi, tam 4 yıl, 11 ay forma giymedi.

* Sakatlığı nedeniyle 'En uzun süre oynamayan en pahalı futbolcu', Milan'a Real Madrid'den 11 milyon pounda gelen Fernando Redondo. İlk maçında 3. dakikada dizinden sakatlanan Redondo, yaklaşık 2,5 yıl sahalardan uzak kaldı. Redondo, 2.74 milyon pound, ev ve arabayı Milan'a geri vermek istedi, ancak kulüp bu teklifi geri çevirdi.
* 'Avrupa'da bir maça yapılan en büyük katılım' Hampden Park'ta oynanan maçta gerçekleşti. 1937'deki İskoçya Kupası finalinde Celtic-Aberdeen maçını 146 bin 433 biletli seyirci izledi.

* 'Üç büyükler' içinde ligi eksi averajla tamamlayan tek takım Beşiktaş. Siyah-beyazlılar, 11. sırada tamamladığı 1975-76 sezonunda 25 gol atıp, 32 gol yemişti.

* Beşiktaşlı taraftarların Liverpool maçında yaptığı tezahürat 132 desibele çıktı. 132 desibel, futbol tarihinin en yüksek ses seviyesiydi.

* Brezilyalı eski kaleci Eugênio Machado Souto, 33 farklı takım çalıştırdı. 'Geninho' lakabıyla tanınan Souto, şu anda Atlético Mineiro'nun başında.

* F.Bahçe ile G.Saray arasındaki maçlarda en az seyirci 17 Kasım 1922 tarihindeki karşılaşmaya geldi. İttihat Sahası'nda oynanan maçı, tamamı biletsiz 14 kişi izledi.
* 1986-87 sezonunda oynanan Fenerbahçe-Eskişehirspor maçında, sarı-lacivertli ekip 4 penaltı kullanarak 'En çok penaltı atan takım' oldu. "En çok penaltı kullanan futbolcu" ise 4 atışı da gole çeviren Fenerbahçeli Zafer Tüzün.

* Avrupa kupalarına bir sezonda en çok takım yollayan şehir Moskova oldu. 1996-97 sezonunda UEFA Kupası'nda Spartak, Dinamo, Torpedo ve CSKA Mosova mücadele etti.

* Ülkesinin liglerine en çok takım veren başkent Buenos Aires. Açılış ve Kapanış Ligi'nde, Arjantin'in başkentinden toplam 14 takım yer alıyor.

* 1996-97 sezonunda 34 maçta 2 galibiyet 27 yenilgi, 5 beraberlik alan Zeytinburnuspor, Türkiye Birinci Lig tarihinin 'en kötü performansı'na imza attı.

* 2006 Dünya Kupası'na 2. Turda veda eden İsviçre, kalesinde hiç gol görmeden elenen ilk takım olarak kupa tarihine yazıldı.
* Kolombiya maçında kazanılan 3 penaltıdan da yararlanamayan Arjantinli Martin Palermo, uluslararası bir maçta 'En çok penaltı kaçıran futbolcu' oldu.

* Mersin İdmanyurdu, Türkiye Birinci Ligi'nde puanı silinen tek takım olarak tarihe geçti. 1980-81 sezonunda Beşiktaş'la oynadığı maçta sahadan çekilen Mersin ekibi, hükmen yenik sayıldı ve 2 puanı silindi.

* 'Şampiyonlar Ligi'ndeki en süratli gol' David Trezeguet'ye ait. 1997-98'de Monaco forması giyen Trezeguet'nin şutu 157.33 kilometre hızla Manchester United ağlarıyla buluştu.

* Rakip filelere 54 gol gönderen José Luis Chilavert, 'En fazla gol atan kaleci' olarak futbol tarihine geçti. Chilavert ayrıca hat-trick yapan tek kaleci.

* 2001'de Sydney’de oynanan maçta Avustralya, Samoa’yı 31-0 yenerken,Archie Thompson, 11 golle zor bir rekorun sahibi oldu.

* 'En çok bacağı kırılan futbolcu' rekoru Just Fontaine'a ait. Kariyeri boyunca 4 kez ayağı kırılan Fransız golcü, 1962'de tekrar ayağı kırılınca futbolu bıraktı.

* 1945-46 sezonunda Szentlorinci forması altında 66 gol atan Ferenc Deák, 'Bir sezonda en çok gol atan futbolcu' oldu.

* G.Saray'ın efendiliğiyle tanınan eski oyuncusu Cüneyt Tanman ile Beşiktaş'ın 'Şifo' lakabıyla tanınan efsanesi Mehmet Özdilek, futbol kariyeri boyunca hiç kırmızı kart görmedi.

* EURO 2008 Elemeleri'nde Almanya, San Marino'yu deplasmanda 13-0 yendi. Bu skor, Avrupa Şampiyonası Elemeleri'nde alınan 'en farklı sonuç' olarak tarihe geçti.

* Denizlisporlu Allysson Araujo dos Santos, Roberto Carlos'un 'En hızlı şut atan futbolcu' rekorunu elinden aldı. Allysson'un Trabzonspor maçındaki şutu 127.7 km hıza ulaştı.

* Atatürk Olimpiyat Stadı, İstanbul BŞB.-Gençlerbirliği maçıyla 'En az seyirciyle oynayan 5. dev stat' oldu. 81 bin kapasiteli statta 9 Aralık'ta oynanan maçı sadece 50 kişi izledi.

* Tony Alexander Adams, 22 sene Arsenal forması giydi ve başka bir takıma transfer olmadan futbol hayatını bitirdi.

* 1954'de Sandor Kocsis, 1958'te Just Fontaine ve 1970'te Gerd Müller aynı Dünya Kupası Finalleri'nde 2'şer hat-trick yaparak tarihe geçtiler.

* Fransa 98'de ilk tur maçlarının ardından Dünya Kupası kırmızı kart rekoruna ulaşıldı. 48 maçta 16 kırmızı, 174 sarı kart çıktı.
* 'Dünyanın en hızlı hat-trick' rekoru Ross County'nin eski futbolcularından Tommy Ross'a ait. Ross 1964'te Victroia Park'ta oynanan maçta Nairn County karşısında 90 saniyede 3 gol kaydetti.

* Bournemouth'un Wrexham ile yaptığı maçta mücadeleye 84. dakikada giren ve 140 saniyede 3 gol atan James Hayter, 'İngiltere Futbol Ligi'nin en hızlı hat-trick yapan' ismi. Premier Lig'de ise bu rekor Robbie Fowler'a ait. Ünlü İngiliz yıldız 1994'te oynanan maçta 4 dakika 33 saniyede 3 gol kaydetmişti. Amerikan Futbol Ligi'nde en hızlı sürede hat-trick yapan isim ise o dönemde LA Galaxy forması giyen Harut Karapetyan. Karapetyan 1998'de oynadıkları maçta 5 dakika dolmadan Dallas Burn ağlarını 3 kez havalandırdı. F.Bahçe'nin Sırp yıldızı Mateja Kezman da, Alanyaspor maçında 4 dakikada hat-trick yaparak rekor kırdı...

Çok Seviyoruz Şu Futbolu :)


Futbol niye seviliyor? Çünkü futbol hayattır. Hayatımızın fotoğrafları bu oyunun içindedir.

1950 Dünya Kupası finali... Maracana Stadı... 200 bin Brezilyalı Dünya Kupası'nı bekliyor. O zamanki lig usulüne göre beraberlik 'Samba'ya kupayı getirecek. Brezilya 1-0 önde... Maç bitiyor... Brezilya: 1 Uruguay: 2... 'Futbol hayattır.'

Deportivo-Valencia... Deportivo yenerse şampiyon olacak... Dakika 90... Hakem penaltıyı verdiğinde şampiyonluğa sadece 20 saniye var. Usta oyuncu Dukiç topun üzerine geliyor... Ve, ve, ve penaltı kaçıyor. Barcelona şampiyon! 'Futbol sürprizdir!'

Real Madrid 2 yıl üst üste Tenerife deplasmanına gelip şampiyonluğu son maçta kaybediyor, hem de muhteşem kadrosuyla. 'Futbol hata kabul etmez!'

1989... Liverpool-Arsenal. Liverpool kendi sahasında 1-0 kaybese bile şampiyon olacak. Maçta son dakikalar. Arsenal ikinci golü atıp şampiyon olurken Anfield Road yıkılır. 'Futbol acımasızdır!'

1984, Fenerbahçe-Trabzonspor... Beraberlik Fenerbahçe'nin işine gelirken 89. dakika Dobi Hasan kafaya yükselir ve derin bir sessizlik olur. Trabzonspor şampiyondur. 'Futbol zamana yolculuktur!'

21 Nisan 2001... Şampiyonluğa oynayan Gaziantepspor İstanbul'da rakibi Fenerbahçe karşısında ilk yarıyı 3-0 önde kapatır. Anadolu devrimi gerçekleşmek üzeredir. İkinci yarı film yeniden başlar Fenerbahçe 4 gol atarak tarih yazar. 'Futbol tarihdir'

1987... Son üç haftaya Beşiktaş 50 puanla lider, Galatasaray 48 puanla ikinci sıradadır. Beşiktaş, Malatyaspor'a yenilir, Galatasaray Kocaelispor'u yener ve puanlar eşitlenir, sonra Beşiktaş Denizlispor'dan 85. dakikada yediği golle 1-1 berabere kalır ve şampiyonluğu kaybeder. Daha 1 hafta öncesinde Derwall taraftar tarafından yuhalanıp istifası istenmiştir. Aynı Derwall 1 hafta sonra taraftarın omuzlarında 'Büyük Hoca' naralarıyla kulüpten içeri girer. 'Futbol komiktir!'

1982 Dünya Kupası, yarı final Fransa-Almanya maçı...Uzatma anları... Fransızlar 3-1 önde... K. H. Rummenige oyuna girer ve maç bir anda 3-3'e gelir. Penaltılar sonunda Almanlar, Fransa'yı kupa dışında bırakırlar. Sonraki yıllarda Lineker şöyle der: "Futbol 11 kişiyle oynanan basit bir oyundur. Top gider, gelir ama sonunda Almanlar kazanır." 'Futbol Felsefedir!'
Samet arkadaşımızın not defterinden...

Hezimet


Henüz Sivas maçı bitmedi ama şimdiden yazalım sonuç belli çünkü.Hezimetten kastım kesinlikle skor değil.Oynanan futbol gerçekten çok kötü.İki pas yapamadan geçen tam 85 dakika.Tek bir pozisyon bile yok.Mehmet ve Sezer'in eksikleri önemli tabi ama bu kadar basit hatalar yapan bir Sivas uzun zamandır görmemiştim.87. dak ilk kornerini kullanıyor Sivas.Türkiye'de oynadıkları savunma futbolu ve Mehmet'e şişirilen toplarla büyük başarı yakaladıklarının da bir kanıtıdır bu akşam ki maç.Geçen seneki ligin kalitesini hiç söylemiyorum bile.Anlaşılan bu sene zirve yarışında Anadolu'dan başka bir ekip gelmezse 4 büyükler yalnız kalacak yine.Bursa,G.Antep ve Eskişehir umarım yukarıları zorlar da lige renk katarlar...(Yazı bitirken 5 oldu bu arada.Kaleci asistiyle atılan bir gol:) )

28 Temmuz 2009 Salı

Ortaya Karışık



*İbra Barca forması giymiş 75 bin kişinin önünde.Karşı yakada ise Eto'o bu akşam 5 yıllığına İnter'li olmuş resmi olarak ;yarında onun töreni varmış.
*Peter Crouch, Tottenham'la anlaşmış.Dev adamın bedeli 11 milyon avro.
*Dzeko Milan'a gitmek için yol yapmaya devam ediyor.
*Emerson ülkesi Brezilya'ya dönmüş Santos forması giyecekmiş bundan sonra.(Mert'e selam olsun.Kurtulduk çirkinden:) )
*Morientes Marsilya yolunu tutmuş.
*Zapotocny Bursa'yla yarın imzalıyormuş.
*Sivas Şampiyonlar ligi 3. ön eleme turunda Anderlecth ile bu akşam ilk maçına çıkıyor.Bülent Uygun antipatime rağmen başarılar dileyelim Yiğidolar'a...

Galatasaray 2009-2010


Sarı kırmızılı takımın bu sezon giyeceği formalar tanıtıldı.İlk kez geçen sezon turuncu formda gördüğümüz değişik renkteki tasarım bu sezon ise mor olarak devam etmiş.Yaratıcı Türk spor basını bu mor forma olayından çok malzeme çıkarır gibime geldi :)

27 Temmuz 2009 Pazartesi

İki Milan arasındaki fark...

Bir zamanların efsane kadrosu:Tasotti, Maldini, Rijkaard, Gullit, Van Basten, Pazzagli
Costacurta, Nava, Donadoni, Baresi, Carbone.

Pazar günü oynanan Milan-İnter maçını izleyenler açıkça görmüştür.Kalac,Boriello bile yeter karşılaştırma için:)

Audi Cup




Futbola özlemimizin tavan yaptığı bu günlerde kaliteli bir turnuva daha yetişti imdadımıza.Ne kadar futbola doyurur bilinmez sonuçta hazırlık turnuvası ama katılan takımlara bakınca ister istemez umutlanıyor insan.Audi markasının 100. yılı nedeniyle düzenlenen turnuvaya Bayern Münih, Manchester United, Milan ve Boca Juniors katılıyor.Maçlar Çarşamba günü başlıyor ve Ntv-Ntvspor ekranlarında olacak.İlk günün karşılaşmalarıda şöyle:


29 Temmuz Çarşamba 19.30 / Man.United-Boca Juniors (NTV Spor)

21.45 / Milan-Bayern Münih (NTV Spor)

İvan Ergic



Entresan bir adam geldi geçtiğimiz günlerde Türkiye'ye.1981'de o zaman Hırvatistan topraklarında kalan Sibenik‘te doğan Ergic’in ailesi çıkan, İç Savaş nedeniyle önce Sırbistan’a oradan Avustralya’ya gitmişler.Avustralya'da oynadığı futbolla Juventus'un dikkatini çeken oyuncu,Juve'de fazla forma şansı bulamayarak Basel'e kiralanır.Basel'de gösterdiği başarıyla tam Juve'ye dönecekti ki yaşadığı sakatlık her şeyi alt üst etti.2004 yazında aslında sorunun sadece fiziksel olmadığını anlamıştı.Deprasyondaydı..Bulunduğu klinikte tabularını yıkan ve yavaş yavaş kendine gelen Ergiç,kendisine güvenen Christian Gross'un güveninini boşa çıkartmayıp 2006'da kaptanlık pazubandımı koluna geçirmişti.Babasından Karl Marx'ı öğrenen ,Adorno, Horkheimer ve Sartre hayranı bir futbolcu o.Ve her seferinde futbolcuların çok fazla para kazandığını dile getiriyor.Ne diyelim şimdiden kanımız ısındı Ergiç'e.

Fair Play Derken...


Gaziantepspor teknik direktörü Jose Coucerio, Fair Play Ligi'nde geçen yıl takımının lider Beşiktaş'ın ise sonuncu olduğunu belirterek, “Fair Play Ligi'nin en kötüsü ligin şampiyonu oldu. Neyi tercih edersiniz; şampiyonluğu mu yoksa Fair-Play'i mi? Ben tabii ki, ne olursa olsun ekibimin saha içinde iyi davranış sergilemesini isterim” dedi.


Bu haberi okuduktan sonra Antep'in bu sezon ligde kaçıncılığı hedeflediğini tekrar düşündüm:)Hocam,burası Türkiye bu mantıkla biraz zor bu işler.Aslında 4.-5. haftada sende anlarsın zaten...

İbra Geldi...


Ve İbrahimoviç dün akşam saatlerinde Barcelona'nın tesislerine geldi.Ayağının tozuyla kulüp televizyonuna açıklamalarda bulundu.''Barca dünyanın en iyi kulübü burada oynayacak olmak beni heyecanlandırıyor.Bence en iyi futbolcular Barca için oynamalı'' dedi.

Yorum:Bir Perez de Barca'ya lazım ozaman :)

26 Temmuz 2009 Pazar

Won Bet Season1 Episode1 :)


Arkadaşlar,bugün verdiğimiz kuponlarda başarılı olduk.Umarım tüm sezon boyunca böyle devam ederiz:)

25 Temmuz 2009 Cumartesi

İddaa:)

ilk iddaa kuponlarımızı bugun verelim iki seçenek olacak bugün.Bol şans...


İşte Transfer Zekası...


Sunderland,Marsilya'nın 25 yaşındaki kaptanı Lorik Cana ile 4 yıllık anlaşma imzaladı.Transfer döneminde adı Liverpool ve Arsenal ile de anılmıştı Arnavut oyuncunun ama beklemediğim bir şekilde kapanın elinde kalmış ve Sunderland'e imzayı atmış.Cana,yıllık vergiler dahil 1.25 milyon sterlin alacakmış.Yurt dışında futbolcudan alınan vergilerin bizimkilere göre bir hayli yüksek olduğunu düşünürsek Aklıma şöyle bir soru geldi;acaba bizim büyük klüplerimizin sevgili yöneticileri bu haberleri okuyunca içlerinden bir ''nasıl kaçırdık be'' tarzında söylemde bulunuyorlarmı?Yoksa onlar hala saygısız Lincoln lerin,sağlık için spor yapan Carlos ların yada görme bozukluğu olduğu sanılan Schildenfeld lerin peşinde nasıl daha çok saçma sapan para harcarız telaşındalar mı???


Ne diyelim helal olsun Sunderland'e.Loric Cana genç yaşına rağmen 31 kez Arnavut milli takımının formasını giymiş.Bu sezon şampiyonluğu son hafta Bordeaux'a kaptıran Marsilya'nın orta sahasını derleyen toplayan kaptan eminim ki İngiltere'de de başarılı olacaktır...



Bizde hergün Türk spor basınında Deco-Shevchenko-Quaresma dan hangisinin daha önce geleceğinin haberlerini okuyalım.Atı alan Üsküdar'ı çoktan geçmiş...

24 Temmuz 2009 Cuma

Basketbol Gündemi...


Bu sezon yapılan önemli transferleri daha önce paylaşmıştık.Önemli gelişmeleri var bu günlerde onları da yazalım.

*Öncelikle Beşiktaş'la başlayalım.Engin Atsür'ü alarak Türkiye'nin en önemli oyun kurucularından birini kadrolarına kattılar.Geçtiğimiz sene Efes formasıyla pek izleyememiştik onu, sakatlığından dolayı sadece 6 maçta görev almıştı.Zaten Efes'in o geniş kadrosunda görev alması zordu.İyi bir karar vermiş Engin.Şu an Milli takım kampında zaten kendisi.Ayrıca Brad Newley'le de anlaşmışlar.Son iki sezonu Yunanistan'da geçirmiş oyuncu hakkında çok bir bilgi yok ama iyi bir şutör olduğu söyleniyor.

*Yıllardır bu sene kendisinden beklenen patlamayı kesin yapacak abi dediğimiz Cenk anlaşılan burada olmayacak bu iş diye düşünmüş olacak ki İtalyanın yolunu tutmuş.Air Avellinoyla anlaşmış.Bir ara Nba hazırlık kampına gidip şansını denemişti ama erken pes etmiş anlaşılan.Ne diyelim umarım bu sefer kendisinden beklenen patlamayı yapar da Milli takımda da ondan yararlanma şansını buluruz.

*Galatasaray'da ise geçtiğimiz sezon iyi bir performans sergileyen Antonio Graves Cibona ile anlaşma imzalamış.Neden bırakıldığını anlayamadık ama neyse.Gelelim aldıkları oyunculara.85 doğumlu Eren Beyaz'la anlaşma imzalamışlar.Pek süre alabilecek bir oyuncu değil ama heralde benchi kuvvetlendirmek için yapılmış bir transfer.Bu akşam çıkan haberlere gör ise Litvanyalı Simas Jasaitis ile imza aşamasına gelinmiş.Gerçekleşirse önemli tranfer gerçekten.

*Mersin de iki yabancı transferine imza atmış.Pivot pozisyonu için Kolej liginden Marcus Cousinle anlaşmışlar.Kolej istatiskleri fena değil,dikkat çeken tarafı ise 2.1 olan blok ortalaması.Anlaşılan bu sene çok blogunu izleyeceğiz.Diğer transfer ise 7 yıl önce Daçka'da oynamış,yıllarca Nba ve Avrupa'da birçok takımda görev almış Richie Frahm.Ahmet Kandemir getirdiyse iyi adamdır diye düşünüyorum ister istemez:)

*Gelelim son haberimize.Son iki sezon Barcelona formasıyla izlediğimiz Ersan'ı artık Milwaukee formasıyla izleyeceğiz.2005 yılında seçilen Ersan bakalım Charlie Villenueva'nın yokluğunda takıma neler verecek.Umarım çok başarılı olarak Hidayet gibi Nba'in en önemli oyuncuları arasına girer...

İmzalar atıldı..




Fenerbahçe'nin yeni transferleri bugün resmi imzayı attılar.Dos Santos ve Cristian Oliveira Baroni 5 yıllık sözleşmeye imza atarken,geçen devre arasında anlaşılan Deivid'inde sözleşmesi 3 yıl daha uzatılmış.Bu arada Lugano konusunda ilginç gelişmeler devam ediyor.Menajeri salı günü son kez Fenerbahçe'yle görüşeceğiz diye açıklama yapıyor,Aykut Kocaman Edu sağlık kontrolunden gelen sonuca göre Luganoyla görüşeceğiz diye açıklama yapmış.Lazio dedikoduları ortalıkta dolanıyor.Ben kalmasından yanayım ama bakalım kalacak mı bizim deli?

nakavt !

Jet Fadıl Geri Döndü...


Bir dönem Siirt Jet-Pa spor başkanlığı yapan hatta dönemin iyi stoperlerinden Alpay Özalan'ı da transfer eden Fadıl Akgündüz geri dönmüş.


3.lig ekiplerinden Siirtspor'un başkanlık koltuğuna yeniden oturan Jet Fadıl lakaplı Fadıl Akgündüz,Alpay Özalanı'da başkan vekili yapmış ve sonrada patlatmış bombayı: Siirt'e 100 bin kişilik stad yapacağız...


Jet Fadıl Hacettepe'nin isim hakkı için İlhan Cavcav'la görüşmüş fakat İlhan başkan yanaşmayınca iş yatmış...


Bu arada bir bombada eski milli futbolcu Alpay'dan geldi.Alpay geçmişte bilindiği gibi Siirt Jet-Pa spordan Aston Villa'ya transfer olmuştu.İşte o dönem kontratında yer alan bir maddede A.Villa'nın Siirt ile Siirt'te özel bir maç yapacağı yazılıymış.Alpay o maddenin hala geçerli olduğunu ve Aston Villa'yı hazırlık maçı için Siirt'e getireceğini söyledi..


Malum burası Türkiye bakalım ilerleyen günlerde neler olacak:)

31 Farklı Dil...


Sport Bild adlı spor dergisinin yaptığı bir araştırmaya göre Futbolseverlerin yakından takip ettiği liglerin başında gelen Almanya Bundesliga'da aralarında Türkçe'nin de bulunduğu tam 31 farklı dil konuşuluyormuş..Bazı teknik direktörler saha içinde kargaşayı önlemek amacıyla sadece Almanca konuşulmasını şart koşmuş.Bu biraz ilginç geldi bana.Çünkü eğer almancayı tam olarak konuşmayı beceremeyen yani Rijkaard'ın İngilizce'si gibi konuşan futbolcular varsa vay o takımın haline:) Bu arada bazı teknik direktörler ise taktik amacıyla bazı terimleri saha içinde Almanca dışındaki bir dille konuşmak için yabancı futbolculardan zaman zaman dil dersi alıyormuş.Ne diyelim iyi dersler hocam :)

Şşşşşşt Hocam Baksana bi :)


Leo: Abdul hocam bu nasıl iş ya ben bi b.k anlamadım


Keita:Oğlum insan bi selamün aleyküm der önce ya! ne kalın kafalı çıktın la sen neyi anlamadın gene
Leo:Abi sanada birşey sorulmuyor ya hemen sinir yapıyorsun.Şunu anlamadım abi bu sarılarmı bizim takım yoksa beyazlar mı?
Keita:Oğlum sen malmısın?he gerizekalı! oynadığın takımı bilmiyormusun sen!Tabiki beyazlar bizim takım
Leo:Ne biliyim abi iki takımda futbol oynamadığı için ayırt edemedim hangisi kazak hangisi Türk! off haldun ya keklemiş beni.Seni şampiyon olacak takıma alıyorum demişti :(
Keita:Lan benide öyle kekledi demek i.netor :) olum bunlar gecen senede uefa yı alacaz demişler hamburga elenmişler lan
Leo:abi meğerse bunlar uefa yı aldığı 2000 den beri her sene aynı şeyi söylüyormuş!
Keita: off ulan offf yaktın bizi haldun! Neyse lan buda iyimiş oğlum oturduğun yerden bir sürü para veriyorlar oynamamıza bile gerek yok lan galiba
Leo:Dur ben bir Lincoln'ü arayayım...Şerefsiz açmıyo hacı
Keita:Wayyy goçumm wayyy kaçak et kesiyodur o i.ne gene
Lincoln:Alo efendim hacı nerdesin?
Leo:Abi maçtayız maç vardı bugün
Lincoln:Abi o maç 11-12 değilmiydi ya bizim:)
Leo:yok hacı değil.
Lincoln:olum ne işiniz var lan gelin burası güzel..
Keita:kalk la gidelim nasılsa garanti paraya imza attık:)
tobol maçında tribünde bir diyalog:))

We Trust Haldun...


İşte Tobol maçında Galatasaray taraftarının açtığı bir pankart.İki yıldır Haldun Üstünel'in hiç kimselere duyurmadan yaptığı bomba yıldız transferleri (ki Galatasaray basını bu politika nedeniyle çıldırmak üzere) oldukça hoşlarına gitmiş olacakki bu pankartı açmışlar.Galatasary taraftarı Haldun Üstenel'e güveniyoruz derken Deco'yuda çaktırmadan alsa ne güzel olur diye düşünmüşmüdür acaba???

23 Temmuz 2009 Perşembe

Aslan Kral İş Başında:)


Cim Bom,Tobol önünde 1-1 in rövanşında kendini pek zorlamadı...Sarı kırmızılıların 2-0 kazandığı maçta goller M.Sarp ve Servet'ten geldi.


İlk maçtan farklı olarak Arda ve Baros'u 11 'e alarak işe başlamış Rijkaard.Bizde öyle kadroyu görünce biraz daha sevindik.Bu sene Ali Sami Yen'deki ilk resmi maç.Taraftar heyecanlı,hoca heycanlı topçu heyecanlı!


Fakat bu heyecan fazla uzun sürmedi bende.Maçın başlamasıyla birlikte Galatasaray'ın ilk maçtan çok çok daha iyi bir futbol sergilemesi beklentilerim hayal deryasında kayboldu gitti(Osman Tamburacı abiyle konuştukta maç esnasında :) )


Cim Bom cılız birkaç atak denedi fakat zaten rakip 11 kişi savunmada olduğu için net bir pozisyon çıkmadı.Dakikalar geçtikçe maç her iki takım adına da bitsede gitsek havasına doğru girdi ve ilk yarı,maç öncesi tahmin etmediğim bir şekilde 0-0 sona erdi...


o-o da tur geçmek için yeterliydi ama futbol doyumsuzluğumuzu gidermek için golü bekledik.Derken bir duran top (Galatasaray'da bırakın duran top kullanmasını neden forma giydiğini bile anlamadığım eleman) Sabri topun başında bu kez o alıştığım saçma sapan ortalarından farklı olarak iyi kesti ve Sarp kendini Galatasaraylı hissetti 1-0


1-o dan sonra turu cebine koyan ve acaba yarın idman var mı diye düşünüp sahada gezinen bir Galatasaray vardı .Bir Kewell geldi iyi vurdu (ki onuda kaleci gayet iyi çıkardı)birde yine etkisiz bir kaç deneme vardı..Uzatma dakikalarında Servet noktayı koydu 2-0 cim bom da turu kaptı maçı bitirdi!


Şimdi sırada bir sonraki eleme turu var ordada İsrail'den netenya mı ne öyle birşey onlarla oynayacakmışız.Anlaşılan gruplara kadar devam edecek bu eziyet.Herşeye rağmen Galatasaray turu öyle yada böyle turu geçerek başarılı olmuştur.Zaten bu maçlarda öyle çokta iyi oynamaya gerek yoktur.Bir sonraki turda da bir kazaya kurban gitmeyelim yeter...

Barça Forveti Sağlamlaştıryor...


Bu sezon almadık kupa bırakmayan Barcelona bir süredir temas halinde olduğu Brezilya'nın Palmeiras kulübünde forma giyen forvet oyuncusu Keirisson ile 5 yıllık anlaşma sağladı.20 yaşındaki genç oyuncu için bonservis bedeli olarak 16 milyon euro ödenecekmiş.

Bu transfere en çok sevinenlerin başında geliyorum.Çünkü Keirisson brezilya liginde takip ettiğim oyunculardan biriydi.Ben Keirisson'un Barcelona'da çok başarılı olacağına inanıyorum.Belki başlarda İbrahimoviç'in arkasında sıkça yedek kalacak ama ilerleyen zamanlarda forma şansı bulduğunda iyi bir şekilde değerlendireceğine eminim.



Bologna'da Modaya Uydu...


Son yıllarda özelliklede premier lig de sıkça duymaya alıştığımız futbol kulüplerinin zengin iş adamları tarafından satın alınması haberlerine bir yeniside Seri A 'dan eklendi.Arnavutluk'ta bir petrol şirketi sahibi olan Rezart Taçi,İtalya'nın Bologna takımının hisselerinin %80'ini satın almış.Bunun için 20 milyon euro ödeyecek olan Taçi, 3 ağustosta takımın yeni patronu olacak...


Bakalım bu zengin işadamlarının veya şeyhlerin kulüp satın alması ne zamana kadar sürecek?Bu durum birçok futbolsevere ve kulüp yöneticilerine göre haksız bir rekabete neden oluyor.City örneğinde de gördüğümüz gibi parayı bastırıp alıyorlar en iyi oyuncuları.Henüz satılmamış cânım diğer kulüplerde hayran hayran seyredip yöneliyorlar altyapılarına.Şahsi olarak bende karşıyım kulüplerin satılmasına çünkü hem yukarıda belirttiğimiz gibi saçma sapan paralarla olmadık transferler yapıp rekabet ortamını bozuyorlar hemde bence futbolun bazı değerlerine aykırı hareketlerde bulunmuş oluyorlar.Neyseki henüz ülkemizde böyle bir durum yok.Aslında olmayışı Avrupa kulüplerine karşı mücadele gücümüzü düşürecek belki ama ben bir türk olarak taraftarı olduğum takımın ne idüğü belirsiz arap şeyhlerine satılmasını asla istemem..

Türk işi...



Geçtiğimiz sezon özellikle 3 büyük takımın sürekli dert yandığı Ankara 19 Mayıs stadyumunun suni çim olan zemini değiştirilerek tekrar doğal hale getirilmiş.Konuyla ilgili açıklamada bulunan Gençlerbirliği yöneticisi Serdar Ulusoy stadın 1 Ağustosta tam anlamıyla hazır olacağını belirtmiş.Acaba suni çim yaparken onay veren federasyon bu konuyla ilgili bir açıklama yapacak mı merak ediyorum.?

Batugol..



Henüz 17 yaşında.Çıkan haberlere bakılırsa İngiliz kulupleri onun peşinde sürekli.Beşiktaş formasıyla Fenerbahçe maçında vermediği pas nedeniyle bir anda eleştiri oklarını üzerinde toplamıştı.Herkes acaba ne diyecek diye beklerken o;o golü atsaydım kahraman olacaktım, atamadım böyle oldu dedi.Kimsenin beklemediği bir açıklamaydı.Daha o sözlerle değişik bir karaktere sahip olduğunu belli etmişti.Eskişehir'e kiralanırken hocasına''Ben seneye döneceğim ama siz burada olurmusunuz bilemem''derken bir kez daha şaşırttı.Eskişehir'de attığı gollerle belki de takımının Süper ligde kalmasını sağlamıştı fakat o yine vukuatlarıyla ön plandaydı.Fenerbahçe maçı öncesi kamptan kaçıp bara gitmesi,Eskişehir'de maçtan önce barda yakalanmasıyla hep gündemdeydi.Bu sezon Mustafa Denzili yine onu kadroda düşünmemiş.Bir ara Psv'yle adı anılmıştı fakat o yine Anadolu yollarına düşüyor yine,fakat bu kez biraz daha güneye.Gaziantep'le anlaşmışlar Batuhan için.Futbolculuk özelliklerini kimsenin tartışacağını düşünmüyorum,gerçekten çok yetenekli ve yaşına rağmen inanılmaz soğukkanlı.Uzun yıllar pivot santrafor arayan Türkiye'de Hakan Şükür'ün tek veliahtı olarak gözüküyor.Fakat özel hayatıyla futbolculuk özelliklerinin önüne geçmesi birçok kişi tarafından sürekli eleştiriliyor.Ben biraz daha farklı düşünüyorum Batuhan'la ilgili.Yeteneklerinin farkında ve bu yeteneklerle ne yaparsa yapsın mutlaka biryerlerde ona forma olduğunu biliyor,bu yüzden de bu kadar rahat davranıyor.Eğer biraz daha akıllanıp disiplin ve profesyonellik anlamında kendini geliştirirse çok büyük yıldız olacağından şüphem yok.He olmasa kaybolup gider mi? Asla...Sergen gibi Türkiye'de yıldız olup hala konuşulan -Sergen biraz isteseydi Real Madrid'de oynardı abi.geyiklerini Batuhan için de çeviririz.Son olarakta Batuhan'ı tekrar kiralayamayan ve yerine Mehmet Yılmaz'ı transfer eden Eskişehir yönetimine de anlam veremediğimi belirterek yazıyı sonlandıralım.

Güçlüler Erdi Muradına...


100.yılını kutlamaya hazırlanan Ankaragücü uzun zamandır gündemi meşgul eden Vassel transferine son noktayı koydu ve Vassel iki yıl geçerli olacak imzayı bugün attı...Bundan sonra artık Vassel Ankaragücü'ne faydalı olurmu olmazmı orasını sezon başlayınca göreceğiz ama şu bir gerçekki güclüler daha sezon başlamadan patlattığı bu bombayla bu sezon lige renk katacağının sinyallerini veriyor sanki...

Bolu'lu Hiddink..

Fenerbahçe 09-10




Fenerbahçe'nin 2009-2010 sezonunda giyeceği formalar bu akşam Şükrü Şaraçoğlu stadında yapılan bir organizasyonla tanıtıldı.Klasik çubuklu ve Sarı Beyaz kuruluş formalarının yanına Arma 2009 adıyla çıkarılan formayı çok beğendim.En kısa sürede edinmek lazım bi tane..

Apertura 2009...




Arjantin açılış ligi(Apertura) fikstürü çekildi.River-Boca derbisi 10. haftada.Bakalım Palacio'suz neler yapıcağız..16 ağustosda başlıyacak ligde ilk hafta mücadeleleri şu şekilde.

Independiente -Newell´s
Huracán -Lanús
Boca -Argentinos
Chacarita -Tigre
Banfield -River
Central -Racing
Colón -Vélez
Arsenal -Estudiantes
Gimnasia LP -Godoy Cruz
San Lorenzo -At. Tucumán

22 Temmuz 2009 Çarşamba

Eriksson İngiltere'ye geri döndü!!!


Sven Goran Eriksson İngiltere'nin en alt düzey profesyonel lig( 2. lig) takımlarından notts county ile 5 senelik anlaşma sağlamış. Kariyeri boyunca avrupanın birçok kulubunde gorev yapan tecrubeli teknik adam( sırasıyla göteborg, benfica,roma, fiorentina,sampdoria,lazio) son yıllardaki başarısız milli takım kariyerinden sonra çok sevdiği ingiltereye geri döndü böylece. İngilterenin en eski futbol kulubu olan notts county, arapların eline geçince senelik 2 milyon poundu da sıkıştırmışlar cebine. 61 yaşındaki İsveçli teknik adam, kulübün futbol akademisinden sorumlu olacak, transfer görüşmelerini yürütecek ve notts county'nin yurt dışı bağlantılarını güçlendirecek. Geçen sene ligi 19. sırada bitererek küme düşmekten son anda kurtulan notts county de bakalım bundan sonra neler değişecek. bekleyip görelim...

Sezon Öncesi Son Hazırlıklar...


Daha önce duyurduğumuz gibi blogumuzda bahis tahminlerimizede yer vereceğiz.Avrupa'da yaklaşan sezon öncesi hazırlık maçları devam ediyor.Tabi bizde yeni sezon öncesi bu maçlar sayesinde ısınma turlarını atmaya başladık bile:)) Bugün bahis açısından nispeten yoğun ve iyi birgün geçirdik.Ancak bahis kapsamına aldığımız karşılaşmalar hazırlık karşılaşmaları ve dolayısıyla sürprizlere açık.Bu nedenle henüz blogta tahminlerimize yer vermedik ama yakında futbol bilgimizi bahise yansıtıp buradan sizlerle paylaşma başlayacağız...

21 Temmuz 2009 Salı

Geçmiş Zaman Olur ki!!!





Gece yatakta sıcaktan kıvranırken tv de Liverpool'un geçmiş maçlarında Sami Hyypaia'yı görünce meşhur Samsun'a gelip beğenilmeme efsanesi aklıma geldi.Biraz araştırdım.Gerçektende Samsun'la her konuda anlaşma sağlanmış fakat Samsunspor'un sezon başında Karabükspordan transfer ettiği Uğur Dağdelin'in transferinden kalan borç yüzünden icraya verilir kulüp.Ve sonrasında Multescu'nun onayıyla vazgeçilmiş transferden.Sonrası zaten malum.Hyypia açısından aslında iyi olmuş diyebiliriz,zira ülkemizde futbol oynasa bu kadar yükselebilmesi çok zor olurdu.Bu arada Hyypia bu sezon Bayer Leverkusen forması giyecek...

Sambaya Devam

Fenerbahçe uzun zamandır sürdürdüğü transfer çalışmalarını bu gece sonlandırdı.Andre Clarindo Dos Santos ve Cristian Oliveira Baroni akşam saatlerinde attıkları imzayla Fenerbahçeli oldular.Aykut Kocaman daha önceden izledikleri oyuncular için geçtiğimiz günlerde bir kez daha Brezilya'ya gitmişti.

Dos Santos sol bek mevkiinde görev yapıyor ve son konfedarasyon kupasında Brezilya milli takımında yer almıştı.İleriye çıkışları ile dikkat çeken oyuncunun peşinde bir çok Avrupa kulübü olduğu söyleniyordu.Hatta Milan ve Barcelona haberleri çıkmıştı.Corinthians'ta çıktığı 64 maçta 18 gol atma başarısı göstermiş.Uğur'un bölgesinde oynamasını bekliyorum.Arkasında Carlos'la nasıl bir ikili olurlar göreceğiz.

Cristian Oliveira ise orta sahada defansa yönelik olarak görev yapıyor.Emre'nin yanına defans yönü daha kuvvetli bir oyuncu olarak yer alacak.Açıkçası çok fazla izleme imaknı bulamadım fakat Brezilya ligini takip eden arkadaşlarımdan aldığım bilgilere göre son derece sert ve disiplinli bir oyuncuymuş.

İki transfer de umarım Fenerbahçe'ye yararlı olur.Takımda 7. Brezilyalı oldu böylece.Aykut Kocaman'ın futbol bilgisine güvendiğim için açıkçası ben transferlerden umutluyum.Son olarak Dos Santos'un videosu ile bitirelim..

20 Temmuz 2009 Pazartesi

Çarşı yasağa da karşı...


Dün uygulamaya geçen kapsamlı sigara yasağına ben ve Emre gibi karşı olan birileri daha varmış! Tabiki çarşı grubu.Bir Galatasaraylı olmama rağmen bu çarşı grubunun muhalif tavrı beni etkiliyor.

İşte son Catania maçında açtıkları pankart:''Sigaradan korkma, hormondan kork. Sigarama dokunma!''


Bizde bu konuda çarşıya sonuna kadar desteğiz.Değil mi Emrecim :))

19 Temmuz 2009 Pazar

19.07




Dünya Fenerbahçeliler günü kutlu olsun...(Son derece demokratik bir ortam olan blogumuzda galatasaraylı arkadaşlarımında-sadece umutun aslında- tebriklerini bekliyorum:))

Bol kepçe.




Beko basketbol liginde Kepez Bld. transferlerine her gün yeni birini eklemeye devam ediyor.Artık acaba bugün kimi alacaklar diye beklemeye başladık.3'ü yabancı toplam 11 transfer yaptı Kepez.Son olarakta Galatasaray'ın tecrübeli guardı Cüneyt Erden'i kadrolarına kattılar.Geçen seneden en az 3 oyuncuyu kadroda tutacaklarını da açıklamışlardı.Alt yapıdan oyuncu bulundurma zorunluluğunu da hesaba katarsak tribüne çıkacak birçok oyuncu olacağı ortaya çıkıyor.Benim adaylarım Bora Sancar ve Nedim Dal.Halil Üner'in bu durumdan oldukça memnun olacağı da aşikar.Zira hep kısıtlı kadrolarla mücadele etmeye alışmıştı Halil Hoca.Son olarakta Antalya'yı kaybedip Kepez'i kazanan Akp yöneticileride tebrik etmek gerekir bu saçma transfer politikalarından dolayı...

İbra kadabra Barca'ya...


Bence bir hayli ilginç bir transfer gelişmesi.Barca'nın İbrahimoviçle ilgilendiğini biliyorduk da son birkaç gündeki haberler Zlatan'nın İnter'de kalacağı yönündeydi ama olmadı.Henüz resmi imza atılmamış olsa da İbrahimoviç'in Barca'yla anlaştığı İnter başkanı Moratti tarafındanda kabul edilmiş.Transferin ilginç olan tarafı ise ödenecek para.Perez kaynaklı transfer çılgınlığı buradada kendini göstermiş gibi geldi bana.İbrahimoviç=40 milyon euro+Eto'o+A.Hleb(1 yıllık kiralık) Biraz fazla sanki.Ayrıca Eto'o nun neden gönderilmek istendiğinide henüz anlayabilmiş değilim.Bu adam bu sene Barca'yı sırtlayan oyunculardan biri.Ayrıca La Liga gol krallığınıda son iki üç hafta da A.Madrid'ten Forlan'a kaptırmıştı.Söylendiği kadarıyla Eto'o aynı zamanda takımını çok da seven bir oyuncu bu nedenle gönderilişini anlamakta zorlanıyorum.(tabi bunda Eto'o nun kontratının seneye bitiyor olması ve serbest kalma şansı doğması sebep olmuş olabilir.)


Bie diğer nokta ise Barca'yı bu yıl almadık kupa bırakmayan bir takım haline getiren ''muhteşem üçlü'' nün bozulacak olması (Henry-Eto'o-Messi).Tabikide İbrahimoviç o boşluğu doldurabilecek kapasitedeki bir oyuncu ama sonuçta başka bir ülke ve başka bir kültür.Uyum sorunu yaşanabilir.


Yinede bu transferin her iki takıma da hayırlı olmasını dilerim.Umarım yeni Barca ve İnter kadroları oynayacakları futbolla biz futbol severleri daha da fazla heyecanlandırır...

Eren Derdiyok




1977 yılında siyasi nedenlerle İsviçre'ye göç eden Tuncelili ailenin 1988 doğumlu oğlu şu günlerde Alman basınının manşetlerini süslüyor.Sebebi de Bundesliga'da bu sezon yapılan en pahalı 8. transfer olması.Basel'de forma giyerken İngiltere maçında İsviçre formasıyla attığı golle birden basınımızda İngiltere'ye gol atan ilk Türk olarak bolca yer almıştı.(Kubilay Türkyılmaz'da İngiltere'ye gol atmıştı ama heralde o zamanlar hatırlanmadı.)Tabi arkasından da hergün 3 büyüklerden birine transfer etmişlerdi kendisini.Bu sezon Leverkusen bonservisine 5 milyon Euro vererek kadrosuna kattı genç oyuncuyu.Galatasaray'la oynanan hazırlık maçında bir kez daha izleme fırsatı buldum.Yararlı bir transfer olacak gibi Leverkusen için.Milli takım olayına ise hiç girmiyorum,herkes istediği ülke formasını giyer kardeşim...

Yok artık Sheikh Mansour bin Zayad :)


City transfere daha doğrusu forvet transferine bir türlü doymuyor.Önce geçen sezon Robinho ve Jo sonra bu sezon Roque Santa Cruz ve Tevez son olarak ise Arsanal'in Togolusu Emmanuel Adebayor...Bu yıldızlardan hangisinin bu sezon külübede sorun çıkarmadan oturacağını gerçekten çok merak ediyorum..Yada bunlar bu sezon 4-1-5 gibi bir taktikle oynayacak heralde:) 25 numaralı formayı giyecek olan yıldız 5 yıllık sözleşme imzalamış...

17 Temmuz 2009 Cuma

İnter'den bir transfer daha...




Daha önce Genoa'dan Milito'yu ve Motta'yı alan, tüm söylentilere rağmen Zlatan'ı hala elinde tutan İnter,savunmasını Bayer Münih'ten Brezilya milli takımının da formasını giyen ve kaptanlığınıda yapan savunma oyuncusu Lucio ile güçlendirdi.31 yaşındaki Lucio'nun 3 yıllık sözleşme imzalayacağı duyuruldu.Sizlerinde bildiği gibi Lucio'nun adı Türk spor basınında son günlerde Fenerbahçe ile sık sık anılıyordu...

Maxwell Barca yolunda...




İki takımdan da resmi bir açıklama gelmese de,Barca İnter'in Brezilyalı sol bek oyuncusu Maxwell ile prensipte anlaşmış.Konuşulan rakam ise 4.5-5 milyon euro civarında.Maxwell,geçen sezon Mourinho'nun ''bu takım çok kalabalık'' açıklamasının ardından Seri B'den Empoli'ye kiralanmıştı...

Cim Bom şaşırttı...


Rakip Kazakistan'dan adı sanı duyulmamış bir takım.Lige verilen uzunca bir aradan sonra öyle dandik hazırlık maçlarından farklı olacağını düşündüğüm bir resmi maç izleme fırsatı elime geçmiş hiç kaçırır mıyım:) geçtim heyecanla tv nin başına.Düşündümde futbolu gerçekten özlemişim ya hu! Ama ekrana bakınca hevesim kursağımda kaldı.yeni transfer Keita'yı,Kewell'ı,Leo Franco'yu izleyemeyeceğimizi zaten biliyorduk ta en azından belki Baros ile Arda yı sahada göreceğimizi sanıyorduk ama yok! Kadroya bir bakıyorum Servet,Gökhan Zan,Barış ve belki birde Ayhan dışında Rijkaard'ın kafasındaki ideal 11 de düşündüğü hiçbir ismin sahada olmadığını görüyorum.Neyse diyorum en azından Rijkaard'ı ve sistemini ilk kez resmi bir maçta gözlemleme fırsatımız olacak...


İlk olarak baktığımızda Rijkaard,hakikatende daha önce söylediği gibi 4-3-3 şeklinde dizmiş takımını sahaya.İki stoper Servet ve Zan solda Alpaslan sağda Sabri bunların önündeki üçlü Ayhan-M.Sarp-Barış'tan oluşuyor.İleri üçlü ise Yaser-Erhan Şentürk-Aydın Yılmaz şeklinde.Rijkaard takımını dizmiş böylesine sahaya ama Galatasaray gençlerinin sanki bundan haberi yok gibi.Maçın hemen başında Sabri'nin kafasını sokması gereken topa sırtını dönmesiyle cim bom kalesinde gölü gördü bile(dk:2)...


Daha sonraki dakikalarda cılız birkaç atağı oldu sarı kırmızılıların.Son derce etkisiz birkaç girişim gördükten sonra farkettim ki bu kazak takımı ne zaman Galatasaray'ın stoperlerine baskı yapsa Servet veya Zan topu ya gelişigüzel rakip sahaya doğru atıyor yada taça doğru.Hatta öyleki baskı olamasa bile bu iki stoper oyun kurmakta zorlanıyor.Galatasaray'ın bu sene bu anlamda biraz daha zorlanacağını düşünüyorum.Çünkü geçen sene en azından geçen senenin bir kısmında Meira bu işi yapmaktaydı...


Maçla alakalı söylenecek çokta fazla birşey yok aslında.İkinci yarıda oyuna Arda ve Baros'un alınmasıyla birazda olsa kıpırdadı sarı kırmızılılar.Birkaç dakika sonra kornerden gelen topa bir Baros kafası hop skor 1-1 :) heh bu gol şimdi cim bom u hareketlendirir diye düşündük ama olmadı.Yine al gülüm ver gülüm yatay paslar ardından da Alpaslan'ın gördüğü kırmızı kart...


Son dakikalarda cim bom iyice rölantiye aldı oyunu ve maç 1-1 tamamlandı.Galatasaray elbetteki İstanbul'da turu geçecektir ama bu maçtan Galatasaray'ın dikkat etmesi gereken en net noktanın 90 dakika boyunca duran toplar dışında tekbir gol pozisyonu bile olmamasıdır.


Yinede henüz sezon hazırlıklarının sürdüğünü ve sarı kırmızılıların ileryen günlerde Kewell,Keita,Leo Franco gibi yıldızlarında katıldığı kadronun oturmasıyla UEFA Avrupa Ligi'nde başarılı olacağını düşünüyorum...

Siyaset-Spor ilişkisi...1




2010 Dünya şampiyonasına ev sahipliği yapacak 4 şehirden beri olan Antalya salonun tamamlanamaması nedeniyle bu hakkını Kayseri'ye kaptırdı.Şimdi; yerel seçim sonuçlarında aldığı mağlubiyeti hazmedemediğini her hareketiyle belli eden Akp hükümeti hesabı eşitledi aklınca.Türkiye'ye gelecek takımlar Antalya'da oynamak istediklerini şimdiden bildirirken böyle bir karar almak ancak bizde olur heralde.Çok büyük bir fırsatı daha kaçırdık maalesef.Ama bunu anlayabilecek yönetici var mı diye düşünmek lazım.Artık sıra Konya ve Rize'de.Durmak yok yola devam...

16 Temmuz 2009 Perşembe

Basketbol




Blogda basketbolla ilgili hiç yazı yazmadığımı farkettim. :) Efes serisinden sonra yazmak içimden gelmedi heralde.Neyse şu ana kadar yapılan dikkat çeken transferleri yazarak başlayalım,ilereleyen zamanlarda görüşlerimizi de yazarız bloga...Henüz Fenerbahçe'den Altay Özurgancı dışında bir hareket yok.Ne için alındığını da anlayabilmiş değilim ama neyse..

*Bnavit; Telekomdan Barış Ermiş ve Barış Hersek'i kadrosuna kattı.Koç olarak geçen sezon Antalya'dan ayrılan Orhun Ene'yi getirdiler takımın başına.
*Darüşşafaka; Hakan Demirel'i aldı.Antalya ile imza aşamasına gelmişti ama o son anda daçkayı tercih etti.
*Efes mali gücünü transfere yansıttı ve Rakocevic ve Nachbar gibi iki önemli transfer yaptı.Özellikle Eurolig için önemli transferler.
*Erdemir; Hakan köseoğlu(bana göre sezonun en önemli transferlerinden biri)ile birlikte çok transfer yaptı.
*Galatasaray antrenörlüğe Okan Çevik'i getiriken Can Akın ve geçen sene Oyak'ta büyük aşama kaydeden Evren Büker'i kadrosuna dahil etti.
*Transfer sezonunun en hareketli takımı Kepez'in önemli transferleri Alex Gordon ve İkene İbekwe.Ayrıca Ersin Görkem ve Erdem Türetken başta olmak üzere birçok yerli transfere imza attı.
*Pınar Karşıyaka yeni Amerikalılar getirdi.Bakalım her sene olduğu gibi yine yılın flaş isimleri olacak mı yabancıları?.
*Türk Telekom uzun zamandır beklediğimiz hamleyi yaptı Ercüment Sunter koçluk görevinden ayrıldı.Yerine Murat Özyer getirildi.Hüseyin Beşok dedikoluru var ama kesinleşmiş birşey yok henüz.

Tüm transferleri ve haberleri görmek isteyenler için de Salsa Basketi önerelim herkese...http://www.salsabasket.net/